KEÇECİLİK VE KEÇE
Günümüzde fabrika türü yaygıların üretilmesiyle bu tarihi sanat önemini kaybederek can çekişme safhasına girdi. Sandalye minderi, duvar halısı, seccade, heybe, külah, çizme, patik gibi taşınabilecek ve turistlerin ilgisini çekebilecek türde çok renkli keçe ürünlerinin yapımına geçilmesiyle bu sanata canlılık kazandırılması mümkün olabileceği vurgulandı.
'NE HALI, NE ELMA KEÇECİLİK HARİKAYDI'
Baba mesleğini sürdüren 77 yaşındaki Mustafa Oflaz, 1950'li yıllarda keçecilikte müthiş paralar kazanıldığını söyledi. Halıcılık, gülcülük ve elmacılık derken keçeciliğin teknolojinin de gelişmesiyle tarihe gömüldüğünü söyleyen Mustafa Oflaz, "Yazın soğuk, kışın sıcak tutan yün ve kıl keçeler günümüzde artık kullanılmıyor. Sağlık açısından büyük etkisi bulunan keçeleri bugünlerde sadece bel ağrısı olanlar ve de iş yerine dekor yapmak isteyenler soruyor" dedi.
'HAYVAN SEMERİNDEN HAŞHAŞ YAĞI ÜRETİMİNE'
Isparta'nın Dere Mahallesi'nde doğan ve büyüyen Mustafa Oflaz, gençlik çağlarında keçeciliğini anlattı. Oflaz, "Eskiden askeri birliklerde süvariler vardı. Atların semerlerine keçeler yapılırdı. Semerler atların sırtını acıtmasın diye semerlerin alt kısmına keçeler yerleştirilirdi. 1950'den sonra motorlu araçlara geçen askeriyeye o yıldan sonra keçe satışları yapamadık. Kilim gibi yerlere serilen keçe, yatakların üzerine serilirdi. Somyaların rahatsız olduğunu hisseden keçe alır altına keçe sererdi. Buğday ekip biçen köylüler, kıl keçeler alır, at arabalarının üzerlerine bu kıl keçeleri gerdirir, buğdaylarını yada samanlarını bu şekilde taşırdı. Düşünün hem at arabasında saman taşıyorsunuz hem de atınıza yem torbası yapıyorsunuz. Bunlar hep kıl keçelerden yapılıyordu. Çok aşırı satışlar yapıyorduk. Ayrıca haşhaş yağını çıkarabilmek için yine bu kıl keçeler kullanılırdı. Sızdırma oranı çok az olduğu için sadece haşhaşın yağını sızdırırdı" diye anlatırken eskilere dalıp gitti.
'BEL FITIĞINA YÜN KEÇE'
Eskilerden bilgisi olan bel fıtığı hastalarının yün keçelerden almaya geldiğini söyleyen Mustafa Oflaz, "bir zamanlar satacak keçe yetiştiremiyorduk. Şimdi ise kırkta yılda bir bel fıtığına keçenin iyi geldiğini öğrenen gelip keçe satın alıyor." dedi.
'3. KUŞAK DA EKMEK YER'
Baba yadigarı olan iş yerini, satışların olmamasına rağmen her gün açan Mustafa Oflaz, "Bende oğluma devredeceğim. 3. kuşak da az çok buradan ekmeğini çıkarır" diyerek küçük bir tebessüm yaptı.
'1.40-2.40 KEÇE 50 TL'
Keçe fiyatlarının çok afaki rakamlar olmadığını söyleyen Mustafa Oflaz, 45-50 TL arasında fiyatların değiştiğini ifade etti. 1.40'a 2.40 ebatındaki bir keçenin fiyatının 50 TL olduğunu anlatan Oflaz, kıl çulların günümüzde hiç sorulmadığını anlattı.
'NAYLON CİSİMLER KEÇELERİ ÖLDÜRDÜ'
Faydalarını ve kullanıldığı alanları saymakla bitiremediğimiz yün ve kıl keçelerinin naylon imalatıyla yok olduğunu söyleyen Mustafa Oflaz, "naylon ipler, naylon örtüler, naylonsu nevresimler artık keçelerin yerini aldı. Teknolojiye yenik düşen keçe tarihe gömülmüş oldu" dedi.
'TÜRK KÜLTÜRÜDÜR, UNUTULMAMALIDIR'
Oflaz son olarak, "Keçecilik sanatının zamanla üretiminin düşmesine ve unutulmasına; çalışma şartlarının güç olması ve teknolojik gelişim neden olmuştur. Keçeciliğin, Türk kültürü içinde yerini ve önemini tekrar kazanması, devam ettirmek için yapılan çalışmaların değerlendirilmesi ve hayata geçirilmesi şarttır. El sanatlarımızın önemli bir parçası olan keçecilik sanatının kültürel, sanatsal açıdan korunması, yaygınlaştırılması ve yaşatılması lazımdır" dedi
'GÜNÜMÜZDE GÖSTERİŞ İÇİN KULLANILIYOR'
Mustafa Oflaz, günümüzde hediyelik veya turistik eşyalarda da keçe kullanıldığını veya iş yerlerinin dekoratif süslemesinde kullanıldığını söyledi. Oflaz, "Bugün keçeden yapılan birçok hediyelik veya turistik eşyalar bulunmaktadır" dedi.(ÖMER ÜNAL HABER AJANSI)
|
